Belki Seninle Mutlu Olur, Ankara
Sevgili arkadaşlar, Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Ne yapmam lazım, onu nasıl düzeltebilirim, doğrusu ne? Gerçekten istediği gibi devamlı dışarda kalmasını sağlayacak bahçeli bir yuva mı bulmak onu mutlu eder, yoksa ne? Niye hep onca gezmenin ardından gözü, kulağı kapıda? Niye değişti? Ağzı var, dili yok. Sorsam cevaplasa keşke... Her akşam 1-2 saat parkta dilediği gibi gezmesini sağlıyorum. Genç, enerjisi fazla ırkı itibariyle biliyorum. Ne gerekiryorsa onu yapıyorum. Yaptığıma inanıyorum. Sevgiyse, sevgim öyle çok ki. Öyle çok... Üstelik evde yalnız değil, 2 köpüşüm daha var. Gelin görün ki, beş saatte dolaşsa eve girdiğinde mutsuz. Hep kapıda, hep ağlamaklı, hep bi gezme hali. Belli ki mutsuz. Anlamıyor ki, çocuk değil ki al karşına konuş. De ki; hava soğuk, hava yağmurlu hasta olursun. De ki, artık yeter gezdin şimdi otur az da evde oyna. YOk işte. Ağzı var, dili yok. Böyle değildi elbet. Büyüdü. Değişti huyu. Onu hırpalanmış bi elden aldım yanıma. Dışarı çıkarılmamış, evi pisledi diye dövülmüş bir elden... Psikolojisi bozuktu, sosyal değildii, insaan ve hayvanlardan korkuyordu. Sosyalleştik eskiye göre. Köpeklerle iletişimi yok, İnsanlara temkinli ama en azından aldığım zamanlardaki gibi alıp başını kaçmıyor korkudan. Olsundu insanlara gitmesindi, köpeklerle oynamasındı çünkü önemli olan benimle olan iletişiydi ve iyiydi. Tasmasız takip, bulunduğum alandan uzaklaşmama gibi huyları vardı, benimle oynuyordu ve kafiydi. Noldu max, oğlum noldu :'( Ne bana külfiyetini derttim, ne soğuk ve yağmurlu havada gezmeyi. Of demedim. İlk göz ağrım, oğlum :'( Noldu sana? 3 aydır böyle, hep kapılarda gözü kulağı. Hep ağlıyor. Hani yapmaması için odaya kapatsam, bir müddet sonra çıkardığımda yine aynı. Psikolojisinin de bozulmasından korkuyorum. Anladım ki, artık evde mutlu değil. Ev dar ona. Ona istediği imkanı sağlayamam. Şimdi ona yeni bir ev, yeni bir sahip bulma zamanı. Başka çarem yok. Keşke olsa.. Ahh! Bahçesi olan, ona sevgiyle yaklaşacak arkadaşlar! Gerisini telefonda ya da yüzyüze görüşmek üzere araşalım. Umarım düzelsin diye ağlayarak ettiğim dualar kabul olur da bir başka ev, bir başka sahibe gerek kalmaz. Sevgiyle. NOT: max'tan hariç iki köpeğim daha var. Belki de max tek sahipli bir evde daha mutlu olur, bilemiyorum. Yani bahçeli bir ev değil de, ev içerisinde de deneyebiliriz. Bir süre evinizde misafir edip, iletişiminize bakabilir, ondan sonra sahiplenebilirsiz. Hem ben de derdini anlamış olurum. Ya da sahiplenme, misafir et. Belki düzelir. Ben de vermek zorunda kalmam. Hı? Hayat işte! Küçüklüğünde hırpalandığı için eğer üç köpeğimden birini vermek zorunda kalsam max'i asla vermem derdim. Şartlar değişti. Kapının ağzında saatlerce ağlayan mutsuz köpüşü yanımda tutarak ona iyilik edemem herhalde. Hayatta mı var, bende mi var, Max'ta mı var bilmiyorum. Yine de hayat, sana ağız dolusu küfrüm var!