Kurtarin Beni, İstanbul
Aslında öldüm ben... Beni çöpe attıklarında değil, terkedildiğimde öldüm. Avuç kadar bebekken, nefes almıyor sanılıp, Odakule otoparkının çöpüne atıldım ben... Bir abla bulmuştu beni o gün, alıp atkısına sarmış, ısıtmıştı. Biberonla büyütmüş, aşılatmış, kısırlastırtmış, sahiplendirmişti. Yürüyüşü bozuk, zekası geri! diye geri getirdiler beni. Korkarak yürüyor! Bu kadar basitti işte. Iki yıldır ev bildiğim yuvadan atılmam bu kadar basitti. Işte o gün öldüm ben. Odakule'de çöpe atıldığım gün değil, terkedildiğimde öldüm ben. Korkuyordum evet, insanlardan... Artık eskisinden de çok... Haliyle, yaşadıklarımdan. Ama iyi bir kediydim, uysaldım. Kedilerle hep iyiydi aram. Önce beni bulan ablanın kedi kardeşleriyle, sonra başka bir ablanın evinde kaldım. Beni bulan abla, bana sayısız ilan açtı, yeniden yuvalanmam için. Kimse korkak bir kediyi istemedi. Ama bir abla, uzun süreli geçici yuva olmayı kabul etti. O günden beri burdayım. Benim güvenmeye aç yanımı görup, bana zaman tanıdıği için, onun emeği sayesinde korkum azaldı. Ev ortamında gayet huzurlu ve mutluyum. Ama ablam, evini kapatıyor ve kendi kedilerini de alıp gideceği evde de ailesinin kedileri var. Malesef benim misafirliğim son buluyor. Ablalar bana acil olarak yuva arıyor. Ne sokakta ne de barınakta yapabilirim. Veterinerde kalamam psikolojim bozuluyor. YENIDEN ÖLMEK ISTEMIYORUM. Artık buna kalbim dayanmaz. Ben sağlıklı, kısır, dişi bir kediyim. Yemyeşil bakan gözlerim, çok güzel desenleri olan yumuşacık tüylerim ve yaralı bir kalbim var. Kalbimin yeniden güvenmesi zaman alıyor ama asla tırmalamam veya ısırmam, sokulurum hatta size.. Sevdirmeye korkuyorum sadece. Bana bu zamanı verebilecek, benim yitip gitmeme izin vermeyecek bir canyoldaşı arıyorum. Son umudumla... Istanbul *** ***3297 (cevap veremezsem, gun icinde geri ararim)